31 Ekim 2014 Cuma

Zeytin nasıl saklanmalı? Zeytinin küflenmemesi için ne yapılır?



Zeytinin küflenmemesi için ne yapmalı? Zeytin uzun süre nasıl küflenmeden muhafaza edilir? Zeytinler nerde saklanırsa küflenmez?

Aşağıda vermiş olduğumuz bilgiler doğrultusundan, zeytinlerin ilk günkü tazeliğini ve lezzetini koruduğunu göreceksiniz.

Zeytinin küflenmemesi için plastik (pet) şişelerde saklanması gerekiyor. Siyah zeytin veya yeşil zeytinleri bir litrelik bir pet şişenin içerisine doldurun. Pet şişenin temiz olduğundan mutlaka emin olun. Pet şişenin içine ekmek kırıntısı veya mayalı parçacıkların düşmesi sonucu, zeytinlerin içine işleyerek tadını ve kokusunu bozacaktır.

Temiz pet şişenin içine koyduğumuz zeytinlerin üzerine çiçek yağı ekliyoruz. Bir litrelik pet şişenin içine bir çay kasığı kadar çiçek yağı konmalıdır. Bakin buda çok önemlidir zeytinlerin kendi yağı olduğu için sadece çiçek yağı konmalıdır. Koyacağımız diğer yağlar zeytinin tadını bozacak ve yenilmeyecek duruma gelecektir.

Yenmek için sofraya geldiği sırada üzerine yağ ekleyebilirsiniz  ama saklama evresinde sadece çiçek yağı kullanılmalıdır.

Pet şişenin içine yağımızı da ekledik, sıra iyice kapağını sıkılayıp serin bir yerde saklamaya geldi.
Mutfak dolap altları genellikle serin olur, orda muhafaza edebilirsiniz.

Beklemeye aldığımız zeytinler her gün çevrilmesi gerekiyor. Şişeleri 10 gün boyunca sürekli çevireceğiz her gün. Bu şekilde çiçek yağı tüm zeytinlere ulaşacaktır. İlk 10 günden sonrasındaki dönemlerde iki haftada bir veya ayda bir çevirmeniz iyi olacaktır.

29 Ekim 2014 Çarşamba

Tarihteki En Şeytani 10 Kadım

EN ŞEYTANİ 10 KADIN SIRALAMASI
Seri katiller, dolandırıcılar, diktatörler ve suikastçiler...
Yaptıkları kötülüklerle tarihe geçmiş insanlar. Şöyle bir saymaya kalksanız hepsi erkektir. Oysa kötülük erkek olmaya has bir şey değil.

İşte tarih boyu insanlığın anasını ağlatan kötü kadınlar:



Elizabeth Bathory
Doğum: 1560, Ölüm: 1614

Elizabeth Bathory Macar bir kontesti. Hayatının büyük bölümünü Slovakya'daki Csejte şatosunda geçirmişti. O, "Kanlı leydi" diye anılıyordu. Kontes Bathory, dünyanın en tanınan kadın katiliydi. Suç ortağı olduğu iddia edilen dört kişiyle birlikte düzinelerce genç kızı ve kadını işkence ederek öldürmüştü. Bathory'nin ilk kurbanları şatoda hizmetçi olarak çalışmaya gelen köylü kızlardı. Daha sonra, saray hayatını öğrenmek için kendisine gönderilen üst sınıf ailelerin kızlarını da öldürmeye başladı. Pek çok kişiyi de kaçırtıp öldürmüştü.

Bathory kurbanlarını uzun bir süre boyunca acımasızca dövüyor ve onlar ölene kadar karşılarına geçip izliyordu. Ellerini, yüzlerini ve cinsel organlarını yakıyor veya sakatlıyordu. Kollarını ısırarak etlerini koparıp açlığa terk ediyordu. İğnelerle işkence yaptığı, kışın kızlar donana kadar üzerlerine soğuk su döktürdüğü, kızları dikenli kafeslere hapsettiği, makasla parmaklarını kestiği de söylentiler arasındaydı. Kontes 1585 ile 1610 yılları arasında en az 650 kadını işkenceden geçirip öldürmüştü. Bathory kurbanların kanlarıyla yıkanmak gibi sapık bir zevke de sahipti. Bu şekilde sonsuza kadar genç kalacağına inanıyor ve bakire kızların kanlarını da içiyordu.

1610'da dedikoduları duyan Kral Matthias, Bathory'yi sorgulamaları için adamlarını gönderdi. Bu adamlar biri öldürüldü. Diğeri de kaçıp canını kurtardığında şatoda ölmekte olan iki kız ve odalara kilitlenmiş sayısız yaralı kız gördüğünü anlatmıştı. Bathory 1611'de kendi kalesine hapsedildi. Asil kanından dolayı mahkemeye çıkarılıp yargılanmadı. Şatosunun etrafı tuğlalarla kapatılmıştı. Yemek verilmesi için küçük bir deliği olan bir odaya hapsedildi ve üç yıl sonra açlıktan öldü.



Irma Grese
Doğum: 1923, Ölüm: 1945

Irma Grese Ravensbrück, Auschwitz ve Bergen toplama kamplarında çalışmıştı. Kötü ve sapkın davranışlarıyla Grese, Nazi savaş suçlularının en bilinenlerindendi. Mart 1943'te kadın nöbetçi olarak Auschwitz'e adım attığında kamptaki en yüksek mertebeli ikinci kadın görevliydi. 30 bin Yahudi mahkumdan sorumluydu.

1945'te İngilizler tarafından tutuklandığında aleyhindeki suçlamalar kamptaki esirlere silahla vurarak ve kırbaçla döverek işkence etmek üzerineydi. Hayatta kalanlar Grese'nin Auschwitz'teki suçlarını, cinayetlerini, gaddarlığını ve cinsel istismarlarını ayrıntılı olarak anlattılar. Sadist eylemlerini, esirleri nasıl dövdüğünü, eğitimli ve aç bırakılmış köpekleri insanların üzerine saldığını ve gaz odasına gidecek olanları nasıl seçtiğini ayrıntılarıyla tanıklıklarında belirttiler. Grese'nin her zaman çok büyük asker botları giyip, elinde bir kırbaç ve silah taşıdığı anlatıldı. Esirlere hem fiziksel hem psikolojik yönden işkence eden ve ucunda sivri demirler bulunan kırbacıyla döven Grese, birçok mahkumu da soğukkanlılıkla öldürmüştü.

Binlerce insanın gaz odalarına gönderilmesinden sorumlu tutulan ve güzelliğinden dolayı "Ölüm meleği" diye anılan Nazi kasabı, toplama kampları davasında beraber yargılandığı 11 kişiyle 13 Aralık 1945'te asıldı. İngiliz kanununda yargıç kararıyla öldürülen en genç kadındı. Grese'nin ölmeden önce celladına söylediği tek söz ise "Çabuk!" oldu.



Ilse Koch
Doğum: 1906, Ölüm: 1967

Ilse Koch 1937-1941 yılları arasında Buchenwald'ın, 1941-1943 yılları arasında da Majdanek toplama kampının amiri olan Karl Koch'un karısıydı. Özellikle dövmeli vücutlara düşkünlüğü ile tanınan Ilse öldürttüğü esirlerin derilerindeki dövmeleri kesip biriktirmesiyle ünlüydü. Kamplarda atıyla dolaşıp canının istediğini kamçıdan geçiriyordu. Mahkumlara karşı sadist davranışları ve acımasızlığı nedeniyle "Buchenwald cadısı" olarak da biliniyordu.

1937'de Buchenwald'da görevli olan kocasının sahip olduğu iktidardan etkilenerek kampın esirlerine işkence etmeye başladı. 1940 yılında bir spor tesisi kurdurdu. Bu tesisin 250 bin marktan fazla tutan masrafının büyük bölümü mahkumların parasından alınmıştı. 1941'de kampta görev yapan az sayıda kadın nöbetçinin şefi oldu. Ilse o kadar ileri gitmişti ki Naziler tarafından bile fark edilip ağır para cezasına çarptırılmıştı. Savaşın bitiminden sonra ise müebbet hapse mahkum edildi. 135 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Koch, 1 Eylül 1967'de Aichach kadınlar hapishanesinde kendini astı.



Katherine Knight
Doğum: 1956

Katherine Knight ömür boyu hapis cezasına çarptırılan ilk Avustralyalıydı. Ekim 2001'de, ayrılmış olmalarına rağmen boşanma davası devam eden kocası John Charles Thomas Price'ı öldürmekten tutuklandı. Knight bir mezbahada çalışıyordu. Kocası ise sık sık şiddete maruz kalıyordu. Kadın eski kocalarından birinin çenesini kırmış, bir başkasının da gözlerinin önünde sekiz haftalık yavru köpeğinin boğazını kesmişti.

29 Şubat 2000 günü Knight ve Price tartışmaya başladılar. Kadın boşanma davasından dolayı çılgına dönmüştü. Kasap bıçağıyla kocasını öldürdü. Otopside adamın vücudunda 37 bıçak izi tespit edildi. Yaraların çoğu çok derindi ve bıçak tüm hayati organlara saplanmıştı. Fakat dehşet daha yeni başlıyordu.

Knight kocasını öldürdükten sonra derisini soymuş ve deriyi oturma odalarındaki kapıya taktığı bir et çengeline asmıştı. Sonra adamın cesedini parçalamış, kafasını bir tencereye koyup pişirmeye başlamış ve kalçalarından aldığı eti fırına atmıştı. Yanına da hazırladığı sebzelerle birlikte çocuklarına yedirmeye çalışmıştı. Çocuklar eve gelmeden önce ise polis yetişip kadını tutukladı. Mahkemede kadının ilk vahşet gösterisinin bu olmadığı ortaya çıktı. Knight'ın davası 2006'ya kadar sürdü ve sonunda ölüm cezasına çarptırılarak hapishaneye yollandı.


Mary Ann Cotton
Doğum: 1832, Ölüm: 1873

Mary Ann Cotton 20 kadar kişiyi arsenikle zehirleyerek öldürmüş bir İngilizdi. 20 yaşında William Mowbray'le evlendi ve Plymouth'a taşındılar. Beş çocuklu çiftin çocuklarından dördü ateş ve mide ağrısından öldü. William ve Mary Ann bu ölümlerden sonra ülkenin kuzeydoğusuna döndüler ve üç çocuk daha yaptılar. Fakat bu çocuklar da öldü. Koca ise Ocak 1865'te bağırsak rahatsızlığından hayatını kaybetti. Bu noktada Mary Ann hayat sigortasından 35 bin pound aldı. Bu olay, daha sonra da sık sık tekrar edecekti.

Yaşayan bir çocuğu ve ikinci kocası George Ward da bağırsak rahatsızlığı geçirip ölmüştü. Bir çocuğu daha ölünce, yerel gazeteler bu işin peşine düştüler. Mary Ann'in kuzey İngiltere'nin her yerinde dönem dönem yaşadığını, dört kocasının, bir sevgilisinin, bir arkadaşının, annesinin ve on iki çocuğunun öldüğünü ortaya çıkardılar. Bunların hepsi mide ve bağırsak hastalıklarından ölmüştü. Kadın, 24 Mart 1873'te asılarak idam edildi. Oldukça titiz bir kadın olduğu bilinen ve tarihe "Kara Dul" lakabıyla geçen Mary Ann Cotton'a celladı acımamış, hemen ölmesi için verilmesi gereken damlayı vermemişti. Cotton da bu sebeple ölmeden önce bir hayli acı çekmişti.



Belle Gunness
Doğum: 1859, Ölüm: 1931

Belle Gunness Amerika'nın en azılı kadın seri katillerinden biri. 183 cm boyunda ve 91 kilo ağırlığındaki Gunness iki kocasını ve kendi doğurduğu üç çocuğu öldürdü. Ayrıca kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşlarını, Myrtle ve Lucy adındaki iki kız kardeşini de katletmişti. Gunness, ilk önce evlenmek için koca aradığına dair gazete ilanı veriyordu. Daha sonra fazla şüphe çekmemek için bir süre bekleyen Gunness, zamanı geldiğinde koca adayını büyükbaş hayvanlarda kullanılan bir parazit ile zehirleyip gömüyor ve parasına konuyordu.
Son eşini ve çocuklarını öldürdükten sonra çiftlikte çıkan bir yangının ardından yapılan araştırmada üç çocuk, bir adam ve kadın olduğu sanılan iki kişinin yanı sıra ahırın altında gömülü olarak 11 erkeğin daha kemikleri bulundu. Kadın olduğu sanılan kişilerin kafaları bulunamamıştı. Katil ise ortadan kaybolmuştu. Gunness'in cinayet işlemesinin esas nedeni para hırsıydı. Raporlara göre 10 yıl içinde 20'den fazla insanı öldürmüştü. Resmi olmayan iddialara göre ise öldürdüğü insan sayısı 100'den fazla. Amerika'nın suç tarihinin unutulmaz figürlerinden biri olan Gunness'e evli kadınları ve çocuklarını öldüren Fransız seri katil Bluebeard'ın lakabından esinlenilerek, "Dişi Blubeard" diye de anılıyor.



Beverly Allitt
Doğum: 1968

"Ölüm Meleği" lakaplı Beverly Gail Allitt, 1991 yılında pediatri hemşiresi olarak çalıştığı çocuk yurdundaki dört çocuğu öldürüp beşini yaralamaktan tutuklandı. O zamandan beri İngiltere'nin en kötü şöhretli kadın seri katili olarak anılıyor. Kullandığı cinayet yöntemi çocuğa insülin veya potasyum enjekte ederek kalp krizi geçirmesine neden olmaktı. Bu maddeleri bulamadığında da çocuğu boğuyordu. Allitt, suçu için mahkemeye çıkmadan önce, 58 günlük bir sürede çoğu iki yaşından küçük 13 çocuğa saldırdı ve dördünü öldürmeyi başardı.

Cinayetleri neden işlediği hiçbir zaman tam açıklığa kavuşmadı. Bir teoriye göre Munchausen Proxy Sendromu'ndan mustaripti. Bu tartışmalı kişilik bozukluğunda kişi ilgi çekmek için sorumluluğu ve bakımı kendine ait kişilere fiziksel zarar verme ihtiyacı duyuyordu. Beverly Allitt 2032'ye kadar Rampton Secure Hospital'da tutuklu olarak kalacak. Bu süre içinde toplum için tehlike oluşturacak bir davranışta bulunmazsa 64 yaşında iyi halden serbest bırakılacak.


Kastilya Kraliçesi Isabella
Doğum: 1451, Ölüm: 1504

İspanya kraliçesi I. Isabella Kristof Kolomb'un hamisi olarak da biliniyor. Onun talebi üzerine İspanyol engizisyonunda din temelli temizlik politikası başlatılmıştı. 31 Mart 1492'de Yahudilerin ve Müslümanların sınır dışı edilmesini öngören Elhamra Kararnamesi yürürlüğe girdi. Yaklaşık 200 bin kişi İspanya'dan kovuldu. Kalanlar da din değiştirmeye zorlandı. Fakat büyük bir bölümü Isabella'nın emriyle engizisyon tarafından idam edilmişti.
1974'te Papa VI. Paul I. Isabella'nın kutsanmasını talep etti ve Isabella'nın azize ilan edilmesini sağladı. Terör örgütü El Kaide'nin lideri Usame Bin Ladin ise, İspanya'da yapılan bir saldırıdan sonra Kraliçe Isabella'nın İspanya'daki Müslümanları öldürüşünü ve sürgüne göndermesini unutmadıklarını ve bunun intikamını alacaklarını söylemişti. Satrançta vezir olarak bilinen taşın İngilizce adı olan "queen" de Isabella'yı simgeliyordu.



Myra Hindley
Doğum: 1942, Ölüm: 2002

"Çalı katilleri" olarak anılan Myra Hindley ve sevgilisi Ian Brady İngiltere'nin en çok nefret edilen çifti. Myra Hindley normal bir çocukluk geçirmişti ve kendini seven ve üzerine titreyen bir ailesi vardı. 17 yaşında okulu bırakıp dans derslerine başladı.

İşte bu yıllarda içindeki canavar ruhu ortaya çıkaran Ian Brady ile tanıştı ve birlikte yaşamaya başladılar. Ian, Myra'yı, Hitler tayfasından Rudolf Hess'in anısına "Hessie" diye çağırıyordu. Komşuları çiftin Alman marşlarını ve Hitler'in nutuklarını dinlediğini söylüyordu. Ian ve Myra silah talimi yapıyor, birbirlerinin çıplak fotoğraflarını çekiyor ve ufak hırsızlıklar yapıyorlardı. Büyük bir banka soygunu yapma planları zamanla mükemmel bir cinayet işleme arzusuna dönüşmüştü.

İlk kurbanları 1963 yılında öldürdükleri Pauline Reed oldu. Bundan sonra sayısı tam olarak bilinmeyen cinayetleri devam etti. Kurbanlarını genellikle Manchester'daki Saddleworth Moor bölgesindeki çalılıkların bulunduğu alana gömüyorlardı. Myra Hindley bir süre sonra tutuklandı ve valizindeki teyp kayıtları cinayet kanıtı olarak kabul edildi. 10 yaşındaki Lesley Ann Downey'i kaçırıp tecavüz eden, sonra pornografik pozlar vermeye zorlayan ve ardından işkence ederek öldüren cani ikili her şeyi kasede almıştı. Küçük çocuğun çığlıkları ve yakarışları mahkeme üyelerini bile gözyaşına boğmuştu. Fakat ikili konuşmadı ve kurbanlarından birçoğunun cesedi bulunamadı.

1987 yılında Myra kayıp olduğu sanılan 16 yaşındaki Pauline Reed ve 12 yaşındaki Keith Bennett'i de öldürdüklerini itiraf etti ve polislere cesetlerin bulunması için yardım önerdi. Pauline'in vücudundan kalanlar bulundu. Keith Bennett'in cesedi ise kayıptı. 36 yıl cezaevinde yattıktan sonra sonra 2002 yılında, 60 yaşındayken ölen Myra Hindley'ın adı İngiltere'de halen nefretle anılıyor. Öyle ki Myra adı 1960'lı yıllardan beri neredeyse hiç kullanılmıyor.



Kraliçe Mary
Doğum: 1516, Ölüm: 1558

VIII. Henry'nin ilk çocuğu, Tudor Hanedanı'nın Jane Grey'den sonra ve I. Elizabeth'ten önce gelen hükümdarı olan Mary, İngiltere'nin dinini kısa bir süreliğine Roma Katolikliğine geri döndürmesiyle ve idam kararlarıyla hatırlanıyor.

Tarihe "Mary'nin zulmü" olarak geçen dönemde çok sayıda Protestan lider idam edilmişti. Bu nedenle ismi "Bloody Mary" (Kanlı Mary) olarak da biliniyor. Bu dönemde ülkenin ileri gelenlerinden 800 kadar zengin Protestan sürgüne gitmeyi tercih edip ülkeyi terk etmişti. 1553 yılında 37 yaşındayken tahta geçen I. Mary beş yıl hüküm sürdükten sonra 1558 yılında kanserden öldü. Ölümünden sonra tahta geçen I. Elizabeth'le İngiltere yeniden Protestanlığa dönüş yaptı.

Zayıflamak İçin Limon Kabuğu Mucizesi

Bazen insanlar farkında olmadan, araştırmadan tesadüfen yeni şeyler keşfederler. Yaşayarak bazı sonuçlara ulaşırlar olumlu ya da olumsuz. Sanırım bunlara hayat tecrübesi deniliyor.
Ben de tesadüfen limon kabuğunu kullanmaya başladıktan sonra üzerimdeki olumlu etkisini üç ay sonra fark ettim ve çok şaşırdım.
Kilo verdiğim bir dönemdi artık 15 kilomu vermiştim yine eskisi gibi hafif de olsa üzerimdeki disiplini atmak istedim, ve eski tempoma döndüm. Kilo alma derdim yokmuş gibi eski hamam eski tas misali yediğim hamur işlerine geri döndüm.
Sadece çayı çok içtiğim için içine koyduğum şekerden vazgeçmek istedim. O bile kalori tasarrufu olur onun yerine tatlı yerim dedim.
Bundan sonra her öğünde içtiğim çay bardağının içine 3-4 tane kabuğuyla beraber kesme şeker büyüklüğünde limon koyacaktım. Çünkü çayı şekersiz içmeye bir türlü alışamamıştım. Özellikle 3 ana öğünden sonra içtiğim çayların içine koyacaktım.
Şekersiz çayı ancak limon dilimi koyulmuş çayla içebiliyordum, üç ay boyunca bu küre devam ettim ama benim sevdiğim bir şey oldu bu arada. Çayın içindeki limonları çay içtikten sonra kabuğu ile beraber yiyordum. Kabuklar 3-4 bardak içtikten sonra çayın içinde zaten yumuşuyorlardı.
3 ay sonra tartıya çıktığımda 8 kilo daha hiç rejim yapmadan istediğimi yiyip içerek kilo verdiğimi gördüm. Bu nasıl oluyordu önce çok şaşırdım. Normalde en az 3 kilo almam gerekiyordu eski tempoma göre. Yoksa benim bilmediğim bir sorunum mu vardı diye düşündüm önce.
Geriye yönelik biraz düşününce bu işin çayın içinde ıslanmış olarak yediğim kabuklu limonlardan olduğuna kanaat getirdim.
Her şey iyi güzeldi ama benim midemin şekersiz ve limonlu çaydan dolayı hassasiyeti artmıştı. Artık “hayır “diyordu midem, hafif hafif ağrı sinyalleri, kazınmalar başlamıştı.
Her zamanki gibi buna da bir çare bulmalıyım diye düşündüm. Böyle bir nimeti tesadüfen keşfedip geri tepemezdim. Zaten daha fazla zayıflamak istemiyordum. Alışmıştım kilolarıma ve kıyafetlerime. Birkaç kere merdivenlerden cengaver gibi inmeye çalışırken ıslak ayakkabılarım kaymış merdivenlerin başından sonuna kadar yuvarlanmıştım. Doktorlar beni kırıklardan kilolarımın kurtardığını söylemişlerdi. Bandajla, iğneyle zedelenmeleri geçiştirmiştim. Allah korusun ama alçılar içinde yaşamaktansa kilolarıma razıydım.
Pollyanna misali kilolar hakkında yapılan zararlı konuşmalara kulaklarımı tıkamıştım ve umursamıyordum.
Şu limon kabuğu için yeni bir çare üretmeyi düşündüm artık kilo vermeyecektim ama almayacaktım da. Ne yapabilirdim?
Önce 1 kilo limonu büyük küp biçimi kabuklarıyla beraber bıçakla doğradım ve bir kavanoza koydum. Ayrıca bir tencereye yarım su bardağı şeker ve 2 su bardağı su koyarak içine de 2 tane uzun kabuk tarçın ve 10-12 tane karanfil koyarak kaynatıp şeker şurubu yaptım. Şeker şurubunu soğuttuktan sonra limonları koyduğum kavanozun içine döktüm. Ağzını sıkıca kapadım ve buzdolabına koydum. O kavanozun içindeki limonlar şurubun etkisiyle buzdolabında en az 2 ay hiç bozulmuyor ve her çay içmek istediğinde çıkarıp kullandım.
Şu anda ne yersem yiyeyim bu yöntemle kilo almıyorum sadece olanları muhafaza ediyorum. Ayrıca yemekten sonra hazımsızlık çekerseniz bu yöntem hazımsızlığa da çok iyi geliyor. Sadece çayın içinde ıslanmış, yumuşamış şekerli ya da şekersiz limon kabuklarını yemek lazım.
“Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez” demişler. Sağlıklı günler sizin olsun, sevgiyle kalın.

Zayıflamak İçin 50 Altın Öneri



Çoğu zaman kilo almamıza neden olan kimi alışkanlıklarımızın farkında olmayız. Hâlbuki çoğunlukla basit ayrıntılara dikkat etmek bile hem sağlığımızı korumamızda hem de formda kalmamızda büyük önem taşır. Uzmanlar zayıflamak için dikkat edilmesi gereken 50 Altın zayıflama önerisini anlatıyor.
Püf noktaları hem eğlencelidir hem de hayatı kolaylaştırır. Kocaman sorunları küçük hilelerle çözmenin tadına varmak ve formda kalmak için ünlü diyetisyenlerin 50 altın önerisine kulak verin…
1. Zayıflamak için elinizde yeterli nedenler olsun ve düşence olarak kendinizi buna hazırlayın.
2. Zayıf günlerinizden bir fotoğrafınızı mutfağınıza asın.
3. Lokmalar arasında yarım Dakika kadar ara vermeye çalışın.
4. Kesinlikle aç karnına alışverişe gitmeyin.
5. Televizyon izlerken ya da kitap okurken bir şey atıştırmayın.
6. Her öğünde sadece bir porsiyon yiyin.
7. Yemekten sonra hemen dişlerinizi fırçalayın.
8. Kendinize “Karnım gerçekten aç mı?’ sorusunu sorun.
9. Isırdığınız her lokmanın tadını almaya çalışın.
10. Yürüyen merdivenler ve asansörler yerine merdivenleri tercih edin.
11. Yürüyüşlerinizi yemekten sonra yapın.
12. Aperatif olarak bir şeyler içmek istediğinizde sadece Domates Suyu için.
13. Sebze yemeklerinin üzerine dökeceğiniz sosları Suyla hazırlayın.
14. Meyve sularını yarı yarıya maden suyuyla karıştırıp öyle için.
15. Ayakta yeme yerine, oturarak yemeyi tercih edin.
16. Yemeğin dozunu fazla kaçırırsanız ertesi Gün küçük bir diyet uygulayın.
17. Izgara yapacağınız eti yağlamak yerine soslayın.
18. Her öğünden önce yulaflı bir şeyler atıştırın.
19. Diyet ya da light içecekleri tercih edin.
20. Abur cubur yerine küçük taneli meyvelere yönelin.
21. Her lokmanızı 20 kere çiğneyin.
22. Açlık hissettiğinizde şekersiz bile olsa sakız çiğnemeyin.
23. Açlık hissettiğinizde evden dışarı çıkmaya çalışın.
24. Açlık hissettiğinizde ince bir dilim salatalık yiyin.
25. Kendinize vanilyalı, meyve Sulu buzlar hazırlayın.
26. Davetlere gitmeden önce yağsız küçük bir yoğurt yiyin.
27. Peynir iştah keser, miktarına dikkat ederek yemek öncesi yiyebilirsiniz.
28. Yatarken kesinlikle ağzınıza şeker atmayın.
29. Bitki özlü çaylar için.
30. Her öğünden önce bir bardak maden suyuna Limon sıkıp için.
31. Sevdiğiniz şeyleri küçük porsiyonlar halinde hazırlayın.
32. Öğünler arasında kilo aldırmayacak bir sebze ya da meyve yiyebilirsiniz.
33. Öğün saatlerinize uymaya çalışın.
34. O öğünde ne kadar yiyecekseniz o kadar pişirin.
35. Her zaman küçük tabaklar kullanın.
36. Canınız pasta yemek isterse 20 dakika beklemeye çalışın.
37. Aynanın önünde çıplak olarak kendinizi inceleyin.
38. Akşam yemeklerinizi mutlaka hafif yiyin.
39. Kalorisi az mönüler bulunduran restoranlara gidin.
40. Haşladığınız sebzelerin suyunu için.
41. Meyve ve sebze ağırlıklı diyetleri tercih edin.
42. Et ve balığı Alüminyum folyo içinde pişirin.
43. Haftanın bir gününü meyve Günü ilan edin.
44. Haftanın bir gününü Pirinç günü olarak değerlendirin.
45. Besinleri mümkün olduğunca ince doğrayın.
46. Bir hafta içinde yediğiniz her şeyi not edin.
47. Öğleden sonra iki tane katı yumurta yiyin.
48. Yemekten önce bir elma yiyin.
49. Çekirdekli meyvelerin çekirdeklerini bir süre ağzınızda tutun.
50. Zayıflamayı keyifli hale getirecek ödüller belirleyin.