Hayvandan İnsana Bulaşabilen Hastalıklara Dikkat

Bugün için Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından 250’ler civarında bir zoonoz hastalığın varlığından bahsedilmekle birlikte, değişik zamanlarda bu hastalıklara yenileri eklenerek bu sayı sürekli olarak artmakta ve dünya kamuoyu zoonoz karakterli önemli halk sağlığı problemleri ile karşı karşıya gelmektedir. Ülkemizde ise çoğu sığır,koyun ve kanatlılarda olmak üzere 40 civarında zoonoz hastalık mevcuttur.Yabani hayvanlar da bunların bulaşmasında rol oynarlar.
Zoonoz hastalıklar,gerek sayılarının çokluğu ve gerekse yayılma alanlarının genişliği bakımından günümüzde insan sağlığını ciddi derecede tehdit etmektedirler.Örneğin; AB ülkelerinde görülen BSE (Deli Dana) , son yıllarda ülkemiz de dahil olmak üzere çok sayıda ülkede görülen Avian İnfluenza (Kuş Gribi),Swin influenza(Domuz Gribi) ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi hastalıkların bu ülkelerin insanlarında yarattığı endişe,zoonoz hastalıklarla mücadelenin önemini açıkça ortaya koymaktadır.Ayrıca hayvanların ölümüne ve verim düşüklüğüne de yol açarak ülke ekonomisine de zarar vermektedirler. Zoonoz hastalıklar, halk sağlığı açısından önemli olmakla birlikte, çok basit birtakım korunma önlemlerinin uygulanması sonucunda bu hastalıklardan bir çoğunun da önüne geçilebilmesi mümkündür. Örneğin, etlerin çiğ veya az pişmiş olarak yenmemesi ile yukarıda belirtilen bir çok hastalığın; sütlerin çiğ veya az pişirilmiş olarak içilmeyip, iyice karıştırılarak kaynatılması veya pastörize edilerek içilmesi veya klâsik usuller yerine, gelişmiş teknolojik yöntemlerle elde edilen et, süt veya bunlara ait ürünlerin tüketilmesi önemli bazı halk sağlığı problemlerinin ortaya çıkmasına engel olacaktır. Bunların yanı sıra, ilgililerin denetim hizmetlerini yeterli ve sürekli olarak yerine getirmesi, halkın ise yeterli bilgi ve bilince sahip olması gerekmektedir. Halk,çiftlikten sofraya kadar her aşamasında veteriner hekim kontrolünden geçmemiş olan hayvansal gıdaları ve damgasız etleri kesin olarak tüketmemeli, kaynağı belli olmayan sütleri veya sadece ucuzluğu nedeniyle bazı hayvansal ürünleri almamalıdır. Ülkemizde sıkça rastlanan bazı önemli zoonoz hastalıklar şunlardır: Kuduz, Kuş gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Tuberkuloz (Verem), Bruselloz (Maltahumması),Şarbon (Anthrax) ,Salmonelloz, Kist Hidatik ve Tularemi’dir. Bu hastalıkların zararlarını kısaca anlatacak olursak : KUDUZ : Bütun sıcak kanlı hayvanlarda ve insanlarda görülen öldürücü viral bir hastalıktır.Hastalık,kuduza yakalanmıs hayvanların özelliklede köpeklerin ısırmasıyla veya açık yaralara salyalarının temasıyla diğer hayvanlara ve insanlara bulaşır.İnsanlar kuduz şupheli hayvanla temas eder veya ısırılırsa,ısırık yeri bol sabunlu suyla yıkanarak en yakın sağlık kurulusuna mutlaka basvurulmalıdır. Belediye ekiplerine de haber verilmek sureti ile ısıran kopeğin müşahedeye alınması sağlanır.İhbarı mecburi hastalık olduğu icin Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine haber verilir.Koruyucu önlem olarak, kedi ve kopeklere yılda bir kez olmak üzere mutlaka kuduz aşısı yaptırmak gerekir.
TUBERKULOZ (Verem) : Verem mikrobunun insan,sığır ve kanatlı tiplerinin insan ve evcil hayvanlarda oluşturduğu,kronik seyirli ve bulaşıcı olan bu hastalık;çesitli organ ve dokularda tüberkel adı verilen, kendine has bozukluklar oluşturur.Veremli hayvanların etlerini yemek,sütlerini içmek veya solunum yoluyla insanlara bulaşır.Hastalığın hayvanlardan bulaşmasını önlemek için; Veteriner Hekim kontrolünden geçmemiş etler ve iyi kaynatılmamış sokak sütleri tüketilmemelidir.3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu’na göre ihbarı mecburi olup, bu hastalığa yakalandığı tespit edilen hayvanlar tazminatlı olarak kestirilir.
BRUSELLOZ (Malta humması) : Genellikle sığır ve koyunlarda görülen ve yavru atmaya neden olan bu hastalık, insanlara da kolayca bulaşır.İnsanda baş ağrısı,ateş ve halsizlikle kendini belli eder.Hastalık teşhis ve tedavi edilmediği takdirde çeşitli organlarda ciddi rahatsızlıklar,kısırlık ve sakatlıklar oluşturur.İyi kaynatılmamış sokak sütleri ve bu tip sütlerden elde edilen taze peynir,krema başlıca bulaşma kaynağıdırlar.
İhbarı mecburi olup,bu hastalığa yakalandığı tespit edilen hayvanlar tazminatlı olarak kestirilir.
İhbarı mecburi olup,bu hastalığa yakalandığı tespit edilen hayvanlar tazminatlı olarak kestirilir.İhbarı mecburi olup,bu hastalığa yakalandığı tespit edilen hayvanlar tazminatlı olarak kestirilir. ŞARBON (Anthrax) : Bütün dünyada sıkça görülen bulaşıcı ve öldürücü bir hastalıktır.İnsanlara,hastalıklı hayvanlarla temas,enfekte olmus et,süt ve bu ürünlerin tüketilmesi ile bulaşır.Şarbon mikrobu derideki yaralardan girdiğinde çıbanlar (halk arasında kasap çıbanı denir),solunum yoluyla girdiğinde akciğer iltihabı ve ağız yoluyla girdiğinde ise bağırsak enfeksiyonlarına neden olur.Hastalığın insanlara bulaşmasını önlemek icin etlerin ve diğer hayvansal besinlerin sağlık kontrollerinin yapılması ve hayvanların aşılanması gerekir.İhbarı mecburi olup,hastalığa yakalandığı tespit edilen hayvanlar itlaf edilir.
SALMONELLOZ : Salmonella adı verilen bakterilerin yol açtığı, hayvansal besinlerle ve bunlardan yapılan bulaşık gıda ürünlerinin tüketilmesi ile insanlara gecen önemli bir zoonoz hastalıktır.İnsanlarda septisemik barsak enfeksiyonları,bulantı,kusma,karın ağrısı ve ishalle seyreder.Hastalıktan korunmak için sağlık kontrolünden geçmemiş hayvansal gıdalar tüketilmemeli ve besin hijyeni kurallarına dikkat edilmelidir.
KiST HiDATiK : Hastalığın etkeni,köpeklerin ince barsağında yasayan ve şerit olarak isimlendirilen bir tür parazittir.Bu parazitlerin yumurtaları ile bulaşık yiyecek ve içecekleri alan çift tırnaklı hayvanlar ile insanların karaciğer, akciğer ve diğer organlarında değişik büyüklükte su keseleri meydana gelmektedir.Hastalıktan korunmak için köpeklere düzenli olarak antiparaziter ilaçlar verilmelidir.
TULAREMİ : Tavşan ateşi olarak da tanımlanan tularemi, kemiricilerde de yaygın olup, keneler aracılığı ile insan ve çeşitli evcil hayvanlara bulaştırılan tehlikeli bir zoonozdur. Hastalığa yakalanmış evcil hayvanlardan veya av hayvanlarının etlerini yeterince pişirmeden tüketen kişilerde tularemi meydana gelebilir. Spontan tularemi de görülen hastalık belirtileri ve anatomik değişiklikler pseudotuberkulozdan farksızdır. Tularemi görülen yerlerde yapılacak ilk iş hayvanları kenelere karşı aşılamak ve kemiricilerle(fare vs.) etkin bir şekilde mücadeledir.
TOXOPLASMOZ : Toxoplasma gondii protozoonu tarafından oluşturulan, ve hamile bayanlarda düşüğe neden olabilen önemli zoonotik hastalıklardan birisidir. Hastalık her zaman belirti göstermeyebilir. Akut enfeksiyonu gebelerde ve bağışıklık sistemi baskı altında olan hastalarda önemli olmaktadır. Parazit yaşam döngüsünü son konak olarak kedilerde tamamlar. Son konakçıya gelene kadar arakonak olarak pek çok canlıyı kullanır. İnsana bulaşma bu devrede söz konusudur. İnsan parazitin kediye ulaşmak için kullandığı bir ara konaktır. Kediler hastalığın yayılmasında birincil derecede önemlidirler. Ancak unutulmaması gereken nokta hastalık insanlara sadece kedilerden bulaşmamaktadır. İyi yıkanmamış sebze,meyve gibi ürünlerin tüketilmesi, etkeni barındıran memeli hayvanların (inek,koyun,keçi,vs) etlerinin, pastörize olmamış süt veya yumurta tüketimi gibi yollarla da etkeni almak mümkündür. Insanlarda başlıca düşük, sinirsistemi ve göz hastalıkları (bölgesel retina nekrozu) gibi sonuçlar doğurabileceğinden kontrolü oldukça önemli bir hastalıktır. Korunmak için, kedinizin iç paraziter ilaçlarının düzenli olarak yapılması ve düzenli Veteriner hekim kontrolünden geçmesi gerekmektedir. Ayrıca kendinizi korumak adına kedinizin tuvaletini temizlerken bir eldiven giymeniz ve çocuklarınızı tuvalet bölgesinden uzak tutmanız elzemdir.Eğer hamile iseniz, doktorunuzu kediniz olduğuna ya da kedilerle temasınız olduğuna dair bilgilendiriniz.
Yukarıda belirtilen zoonoz hastalıklara,dünyada gündemde olan aşağıdaki hastalıkları da ekleyebiliriz.Bunları da belirtmek gerekirse; DELİ DANA HASTALIĞI : İlk kez İngiltere’de ortaya çıkan sığır etinden insana bulaşan bir hastalıktır.Deli dana hastalığının başlıca nedeninin hayvancılığın bir sanayi haline geldiği Avrupa’da sığırların ot yerine etle beslenmesi olduğu sanılıyor. Avrupa ülkelerinde et ve süt hayvanları ucuz ve karlı olduğu gerekçesiyle, giderek artan biçimde, bitkisel yemler yerine kemik tozu ve insan tüketiminde kullanılmayan artık etlerden imal edilen yemlerle besleniyor. Birçok bilim adamı doğal beslenme biçimine aykırı bu diyetin tehlikeli hayvan hastalıklarının yayılmasına neden olduğunu düşünüyor.
BSE, Bovine Spongioforme Encephalopathie kelimelerinin kısaltılmasıdır. Türkçesi: Sığırların beyinlerinde süngerimsi biçimde dejeneratif değişiklerin oluşmasıyla belirgin hastalıktır. Hastalığa yakalanan sığırların hareketlerinde anormallik olduğu için, bu hastalığa halk arasında “deli dana” hastalığı adıyla söylenmiştir. İnsana bulaşan hastalığın adı Creutzfeldt-Jacob kısaca CJ olarak biliniyor.Hastalığın ilk belirtileri genellikle bulaşma tarihinden 4-6 yıl sonra görülüyor. İlk belirtiler, hayvanın temas sırasında çok korkması, dişlerini gıcırdatması ve saldırgan davranışlar göstermesi. Hastalığın ileri safhasında sığırlar, burunlarını ve böğürlerini anormal bir biçimde yalar, kulak hareketleri hızlanır, baş ve kulakların duruşu anormalleşir. Hayvanlar çok fazla titrer ve bacaklarını kontrol edemezler. Çok kaşındıkları için, genellikle kafa derileri yaralanmıştır. Sığırlar, hastalığın son safhasına doğru düşer ve felç olur. Hastalığın başladığı tarihten 2-3 ay sonra da ölürler.Deli dana hastalığı olan hayvanın etinden ve sütünden insana bulaşabiliyor. Kadavra beyinlerinden elde edilen ve kullanılan hormonlar, göz için yapılan kornea nakilleri, beyin cerrahisi ameliyatlarında kullanılan aletler hastalığın bulaşmasına neden olabiliyor. İnsandan insana bulaşma olasılığı azdır. Fakat nadirde olsa insandan insana bulaşma vakalarına rastlanmıştır. BSE hastalığına en fazla Ingiltere’de yetiştirilen sıgırlarda ve orada üretilen yemlerde rastlandığı için, İngiltere’den ithal edilen koyun ve dana eti alınmamalıdır.** Bilim adamları, hastalıklı sığırlardan yapılan süt ürünlerinde ve et suyu tabletleri gibi ürünlerde çok az sayıda virüs bulunduğu için, hastalığın bu ürünlerden bulaşmasının mümkün olmadığı görüşünde.** Beyin, dalak ve omurilik içeren ürünler ise çok tehlikeli. Sığır dokuları içeren kozmetik ürünlerinin de tehlikeli olmadığını belirten bilim adamları, her ihtimale karşı bitkisel maddelerden yapılan ürünlerin tercih edilmesini öneriyor. KUŞ GRİBİ : Kanatlı hayvanlarda (tavuk, kuş, hindi, su kuşları, ördekler, kaz gibi) ve bazen domuzlarda görülen ve son yıllarda kanatlılardan insanlara da bulaştığı bildirilen viral bir infeksiyon sonucu oluşmaktadır. Hasta hayvanlarda, üst solunum yolu ve sinir sistemine ilişkin belirtiler görülür.
Etkenin normalde insanlar için hastalık yapıcı özelliği yoktur. Ancak, yapısındaki mutasyonla oluşan bir takım değişikliklerle birlikte insanlarda da hastalık yapabilme özelliği kazanmaktadır. Hastalığın, insandan insana bulaştığına dair henüz önemli bir bilgi söz konusu değildir.Ancak, hastalık hasta veya hastalıktan ölmüş hayvanlara temas edilmesi, bu hayvanların göz yaşı, burun akıntısı, boğaz akıntısı veya dışkılarıyla temas edilmesi ya da bu hayvanlara ait çıkartılarla kirlenmiş yüzeylere temas edilmesiyle insana bulaşır. Ayrıca, hastalık etkeninin karıştığı havanın solunmasıyla da bulaşma olmaktadır.Gripte görülen klasik bulgular bu grupta da geçerlidir. Ateş, başağrısı, yaygın vücut ağrıları, boğaz ağrısı, öksürük en sık görülen belirtilerdir. Ayrıca, bu hastalarda diğer grip türlerine göre daha fazla ishal bildirilmiştir.Kanatlı hayvanlar arasında salgınlara sebep olan mevcut kuş gribi tipinin, sadece kanatlı hayvan yetiştiren ve bu hayvanlarla sıkı teması olan insanlara bulaşması söz konusu olabilmekte, bu alanlarla ilgisi olmayan diğer insanlar için bir riskten bahsedilmemektedir. · Hastalıktan şüphelenen tüm kanatlı havyan yetiştiricilerin acilen ilgili kurumlara (Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı...) bilgi vermesi gerekir!
· Yetiştiricilerin yetkililerin hayvanları itlaf işlemlerini engel olmamaları ve uyarılara titizlikle uyması gerekmektedir.
· Hastalığın tespit edildiği bölgelerde sıkı karantina tedbirleri alınmalı, bu bölgelerde hayvan ve hayvansal ürünlerin giriş çıkışları kontrol altında tutulmalıdır. Hayvan hareketleri kısıtlanmalıdır.
· Hastalığın çıktığı işletmeler ve hayvan hareketlerinin olduğu bölgelerde etkili dezenfeksiyon uygulamaları yapılmalıdır. Yine hayvanlarla temasta bulunduğu düşünülen tüm alet, malzeme ve taşıma araçları da dezenfeksiyona tabi tutulmalıdır.
· Kanatlı hayvan yetiştirilen kümeslerde çalışanlar eldiven, maske, gözlük takarak ve koruyucu elbise giyerek çalışmalıdır.
· Başta kanatlı yetiştiriciliğinde çalışanlar olmak üzere, herkes ferdî hijyen kurallarına uymalı, eller sık sık bol su ve sabunla iyice yıkanmalıdır.
· Kanatlı hayvan ürünleri pişirildikten sonra tüketilmelidir.
· Hasta veya hastalıktan şüpheli veyahut da ölmüş hayvanlarla temastan kaçınılmalıdır.
· Kuş gribinden ölen veya kuş gribi şüphesiyle itlaf edilen hayvanların gerek itlafı sırasında gerekse bunların bertaraf edilmeleri esnasında gerekli koruyucu önlemler (maske, eldiven, elbise, gözlük) alınmalıdır.
· Kanatlı hayvanlara ait salyaya, burun akıntısına, boğaz akıntısına, dışkıya veya bunlarla kirlenen yüzeylere temastan kaçınılmalıdır.
· Ölen kanatlı hayvanlar yakılarak veya derince açılan çukurlara üzerlerine sönmemiş kireç dökülmek suretiyle bertaraf edilmelidir.
· Hastalığın görüldüğü bölgelere seyahat edilmesi halinde, kanatlı hayvan çiftliklerinden ve pazarlarından uzak durulmalıdır. Seyahat dönüşünde kişi kendisini 10 gün süreyle hastalık yönünden izlemeli, herhangi bir grip belirtisinin görülmesi halinde sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
· Gıda işleme ünitelerinde ve evlerde genel temizlik ve hijyen kurallarına uyulmalı, gıdalar iyi pişirilmeli ve sebze-meyveler iyi yıkanmalıdır. Hayvansal gıdalar çiğ tüketilmemelidir.
DOMUZ GRİBİ : Meksika'da ortaya çıkan ve şu ana kadar toplam 81 kişinin ölümüne neden olduğu sanılan, ABD'de de 10 kadar vakaya rastlanan domuz gribinin dünyaya yayılmasından endişe ediliyor.
Domuz gribi, normalde domuzlarda görülen A tipi grip virüsünün yol açtığı bir solunum hastalığı olarak biliniyor ve bu hastalık hızla yayılabiliyor.Domuz gribi domuzdan insana ve insandan insana bulaşabiliyor. Virüse karşı insanın doğal bağışıklığı bulunmuyor. Bu nedenle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın kontrolden çıkmak üzere olan geniş çaplı salgın olabileceği uyarısında bulunuyor.Domuz etinin yenmesiyle domuz gribi virüsü bulaşmıyor. Virüs solunum yoluyla bulaşıyor.İnsanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli değişim gösteriyor. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslerine duyarlı alıcılar bulunuyor. Dolayısıyla domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırıyor.DSÖ'ye göre, Meksika'da ölümlere neden olan domuz gribi virüsü A/H1N1. Bu virüs insandan insana bulaşabiliyor. A/H1N1 virüsü, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyor.Domuzlara yapılan aşı bulunuyor, ancak insan için henüz aşı yok.Korunmanın en etkili yolu hasta kişilerin izole edilmesi. Özellikle bulaşma ihtimalinin arttığı kapalı alanlara, ulaşım araçlarına, okullara alınmaması, evde istirahat ettirilmeleri. Ayrıca hasta kişilerin maskelerle ayrı odalarda izole edilmesi de faydalı bulunuyor. Riskli alanlarda ve salgın çıkan yerlerde yaşayanların maske takmaları faydalı olarak bulunuyor. Virüsün öksürme, hapşırma, yakın mesafeden konuşma gibi durumlarda hava yolu ile bulaştığının bilinmesi çok önemli ama en az bu durum kadar önemli olan ve çoğu kez atlanan bir nokta var: El temizliği. Salgın dönemlerinde özellikle elleri sık sık yıkamak, şüpheli temaslarda bu yıkamayı daha ciddi ve dikkatle yapmak önem kazanıyorBazı antiviral ilaçların (örneğin Tamiflu ve benzerlerinin) faydalı olabileceği belirtiliyor. Bununla birlikte doğrudan tedavi edebilecek herhangi bir ilaç söz konusu değil. Her grip olgusunda tamiflu veya benzerini kullanmak da gerekmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder